28 Şubat 2011 Pazartesi

Bizim Oraların...4 (Mardin)

Efendim, bu sefer farklı bir lezzet ve farklı bir üsluptan bahsetmeye çalışacağım...
Daha önce pek fazla adını duymadığım, tatmışlığım olmasına rağmen o yörenin tarzına göre yapılanından yememiş olduğum bir lezzet bu:
Kaburga Dolması!!!
Bilenler bilir, bu yemek denince akla tarihi evleri, eski sokakları, kendine has mimarisiyle Güney doğu'da Mardin ili akla gelir.



Şimdi size yemek tarifi falan verecek değilim, fakat Mardin'de de heryerde olduğu gibi GÜRME'sinin olacağı ve bizim buralarda yok şöööle yemekler, yok efendim böle bilmem nesi var tarzında muhabbetlerden bahsedicem...
                                                                                                                                

Arkadasımla beraber yemek için girdiğimiz bir yerde ben hemen kaburga dolması istedim, merakımı biranönce giderme derdindeyim haliyle.


Kaburga dolması istendiğinde yanında;
İçli köfte,
İşkembe dolması da geliyor..
Gerçekten başarılı bir yemekti.





Daha sonra şehrin tanıtımı için faaliyetlerde bulunan Şehmus bey'in yanına ugradık.
Diyaloglar şöyle gelişti:
Şehmus B:(Behzat Ç. gibi oldu ama idare edin artık)Yemek yediniz mi yoksa ısmarlayayım dedi ki,
Biz: Biz de daha yeni yedik;
Şehmus B:Nerede yediniz?
Biz: Şu köşede bir yer var ya orada.
Şehmus B: Aaa bizim Kino (Çocukluk arkadası galiba, ismi kısalttığına göre)
Şehmus B:Ne yediniz?
Biz: Kaburga Dolması.
Şehmus B:Kaburga Dolmasını aslında özel yapıp yiyeceksin, öyle her yerde yenmez o.(Yaw merak ettik yedik işte, özel kime yaptırayım ben onu)
Aslında ben GURME'yim.
Biz: Höönkk!
(Bu, bize anlatacağı 'Bizim Oraların' diye başlayan cümlesinin anahtar kelimesiydi)
Bunu der demez Noluyo Yaa gibisinden,arkadaşımla göz göze geldik
Benim bakma amacım Aha bir tane daha Bizim Oralarcıyla karşılaşmak...
Arkadasımın bakma amacı Adamın dediğini anlamamış olması...

 Bu kaburga dolması koyunun üreme mevsiminde olursa etindeki o lezzeti alamazsınız, yok efendim yaylada otlamış koyunlar bahar mevsiminde kesilir, yok efendim kendi usulüne pişirme taktikleri vardır bunları da herkes bilmez (Biz öğrendik işte ne güzel)

Dışarıda bu işi yapan yerler , ticari kaygılardan dolayı et seçimine ve pişirme taktiklerine fazla dikkat etmeyebilirler dedi, bunu yapacaksan şu köşede kasap Hıdo var (salladım ismi, kısaltmaydı gene) orada taze kesilmiş kuzu olur, sadece onun kuzuları yaylada otlamış olur (Adres verir ki, sadece o kuzu tek yerden temin edilir, Onu da ben bilirim edası)

Daha sonra etin hazırlanışı ve bilmem kaç saat bilmem neyle terbiye edip eti bekletme ve fırında bilmem kaç saat pişirme gibi detayları geçiyorum artık....

Çıkışta arkadasım dedi ki:
-O adam neymiş yaa?
-Gurme
-Noluyo O?
-Lezzet üstadı gibim bir şey işte yaw.
-Haaa
-Yaa
-Adam 2 saat bunu anlattı da biz de mevzuya giremedik.
-Adam coşmuş 1 kere anlatası var, napalım durduramadık işte...

Mevzuya girmek ertesi güne kalır ve biz eyvallah der ülkemizin bir başka köşesinde başka bir Bizim Oralarcıyla tanısmıs olmanın verdiği (gene mi edasıyla) o günlük ayrılırız oradan...

3 yorum:

  1. Afiyet olsun, bende severim ama biraz ağır bir yemek;)

    YanıtlaSil
  2. Güzel görünüyor. Denemek lazım. :))

    YanıtlaSil
  3. Yerdenuzak; bloglar kapanmıstı aylar sonra göruyorum bak , kusra bakma, agırdeğil yaw o kadar da :)
    Elif Ayvaz;mutlaka denemek lazım, böyle bir lezzet hakkaten az bulunur :)

    YanıtlaSil